top of page

Bir Hayalin İzinde

Karanlık bir günün sabahı… Griye doğru açılan havanın, biz esirleri… Hafta içi rutinimiz için koşturmaya başlamıştık. Sokakta benim kadar uykulu insanlar ve bu insanların uyanık hallerine duyduğu özlemlerle koşturuyorduk. Yetişmeliydik. Yarınımız yoksa bile bugün vardı. Üstelik bugün başkaları için varoluşumuz anlamsız gözükse de kendi içimizde bu yenilgiyi reddetmeli ve ‘başkaları’ için devam etmeliydik. Kendimize itiraf etmemize gerek yoktu. Bugün son gün olsa da. Bu durum bizim yalnız olmadığımız anlamına da gelmez miydi? Yoksa sabah olarak sayılan bu karanlıkta bunca insan neden hızlı adımlarla mutsuz suratlarına özen göstermeden bir şeylere yetişmeye çalışsın? Tüm bu bilgeliğe rağmen çarkın bir kolu olmaya devam etmek daha riyakarca. Benimde tıpkı diğerleri gibi pek bir seçeneğim yok. Hayallerimin peşinden gitseydim, muhakkak âşık olacaktım. Siyah, askılı, dizimin biraz altında boyu olan saten elbiseme seçeceğim topuklu ayakkabıya, elimdeki şarap kadehiyle bakacaktım. Bir yandan onun tanıdık kokusu çıplak omuzlarımdan beni saracaktı. Bir yandan ise geciktiğimiz tüm akşam yemeklerinden daha önemli olan öpüşlerimizi tazeleyecektik.

            Basit bir hikâyenin başrolleri olacaktık. Belki bir kariyerim olmayacaktı, onu sevmekten başka. Fakat hayallerim yine boş durmayacaktı. Belki de geciktiğim davetleri düzenleyen bir organizatör olacaktım ama gecikmiş olmam ben dahil kimsenin umurunda olmayacaktı.

            Seçtiğim ayakkabıma yakışır baget bir çanta takacaktım ve dudaklarına bir öpücük kondurup “Şimdi çıkmazsak bütün gece evde kalacağız” diyecektim, şarap ve sigara kokusunun karıştığı nefesimle. Hızlıca ceketini alıp belime dolayacaktı kolunu ve telaşımızın bile anlamlı kılındığı bir akşam yemeğine gidecektik. Belki de…

            Fakat şu an tüm kaygılarımı zinde tutmalıydım. Bir başka hayatın afili mutluluğunu düşünmemeliydim. Belki de Icarus’tan 80 fincan kahveye bedel olan bir kahve almalıydım. Böylece ne bu gri havalar ne asık suratlar ne de öznesi olmadığım bir hayat umurumda olurdu. İçerdim kahvemi, odaklanırdım işime.

Comments


bottom of page