Bir Korkak Bir Cesura Karşı İki Hayalperest Hayal Düzleminde
Kulaklığı taktığım vakit dünyadan kopuş başlıyor. Bir hayal dünyası girdabına çekiliyorum, her seferinde bitmeyecekmiş gibi geliyor. Herkesin hayalinin mutlak oyuncusu kendisidir. Bende kendime yer veriyorum hayallerimde. Neyin eksikliğini yaşıyorsam onunla tamamlıyorum kendimi. Bir korkak kadar cesurca.
Başarısız mıyım, hayallerimde değil. Her nasılsa gerçekleşecek hayaller çemberindeyiz aslında. Ne de olsa bir mantık düzleminde hayallerin hepsi olası. Belki de bu yüzden imkânsız sınırlar çizilmiyor hiçbir hayalimde. Bir cesur kadar korkakça.
Gün sonuna gelirken z raporları adeta zihnimden uzun uzadıya akıyor. Her günün bir hayali düşüyor göz kapaklarıma. Elbette rüyalarda işler istediğim gibi gitmiyor. Ama her rüyanın bir gerçeklik payı yok mu? Bir gerçekliğin hayali var olma ihtimaline ne kadar uzak? Kelimeler arası mekik dokumak sadece cesurlara özgü değil. Korkaklar da sadece hayalperest değil. Her cesur ve her korkak gerçeklikten hayaller düzleminde kopar.
Tam da şu an.
Bir korkak ve bir hayalperest
Her korkak ve her hayalperest kadar
Gerçeklik düzleminden kaymaya başlar
Bir korkak ve bir hayalperest;
Ruhun öfkesinden esirgenmiş ve dingin
İmkânsızlık ritüelinden sıyrılmış
Dolayısıyla başarısız da değiller
Yaralar kabuk bağlamamış
Hiç yaraları olmadığından değil
Tüm yaraların merhemini bildiklerinden
Elma mı istiyorlar yasak ağaçtan
Üstelik
Kovulma pahasına,
Tüm meyveleri cennetin
Lezzet buluyor damaklarında
Ela bir bakışa adamıyorlar böylece
Tüm marifetlerini
Bakışırken usulca doluyor kadehleri
Dolmayan hiçbir eksiklik
Korumuyor varlığını
Hayalperestlerin zihninde
Şarkılar bitmez, bitmedi ama çıkardı iki hayalperest kulaklarından, biri korkak diğeri cesur.
Açtılar pencerelerini bambaşka dünyalarda, birbirlerine karşı
Bağlandılar yeniden kopmayan ilmiklerle, gerçeklik düzleminde
Bir hayalden uyandılar böylece
Bir korkak, cesurun peşi sıra
Bir cesur, hayalperestin peşinde.
留言