top of page

Kekomanya!da Kekoca Bir! Gün


Hayat iyice zorlaştı. Katlanılmaz iş saatleri beni benden alıp sana getirse keşke. Belki biraz dinlenebilir, mutluluğu huzurlu bıyıklarında bulabilirim. Her şey öyle zor geliyor ki “Keko Severler Derneği” başkanlığına atandığımdan beri… Oysa seni hiç kaybetmeyeceğimi düşünmüştüm. Oysa yüzyıllarca konuşulacak bir aşkın mimarı olma ümidiyle seninle olmanın verdiği tüm riskleri kabul etmiştim. Ama sen hayatının dinamiklerini aksatmadan fitilledin. Binlerce kadını facebooktan dürtmeye devam ettin. Benim seninle olma ümidimi kırmayacak bir eylemdi bu ancak incindim. Hüzünlü yaradılışımızın ilk gözyaşları süzülürcesine ağladım ve fotoğrafındaki likelerımı geri çektim. Sırf senin için “Hırdo Dili ve Edebiyatı” bölümünü yüksek dereceyle bitirip uzmanlığımı “Kaba ve Bıyıklı Erkekler Ana Bilim Dalı”ndan aldım. Phd. derecesi yaptım senin için, küfürlü kelimelerinin altındaki aşkı yakından anlayabilmek niyetiyle. Üslupsuz davranışlarının altındaki tüm travmayları sana ulaşmak amacıyla kullandım. En çok doktorada zorlandım. “Aynı Çorabı Üç Gün Giyen Erkolar” dersini iki kez aldım. Fakat nihayetinde “Erkeklerin Kıllı Dünyasında Hayalsizlik Üzerine Bir Saha Araştırması” başlıklı doktora tezimi verdim. Dünya genelinde yapılan bu araştırma çok yankı uyandırdı. Doktora jürilerimiz bu durumun memnuniyetini çeşitli renklerdeki erkek roll-onlarıyla kutladılar. Doktora tez jürimdeki “Duyarsız Erkekleri Münasip Bir Yerde Bırakma” kurulunun üyesi, sarışın profesör beni kucaklayıp 48 saat kalıcı erkek deodorantları hediye ederek sevincini gösterdi. Oysa doktora bölümüm olan “Erkeksiz Bir Dünyanın Körelmiş Kıl Kökleri Bilim Dalı”nı kazandığımda nasılda kutlamıştın beni…

‘İnsanoğlu ayıdan gelir, Darwin yanıldı. Kaburgamızı kıran kadınları maymuna çevirdiğimizi vurgulamak istemiştir belki Darwin ‘dediğinde ufkum öyle bir daralmıştı ki Keko Severler Derneğine katılmak o gün aklıma kazındı. Hayatımda bunca izin varken sana çok mu fazla geldim, bir mesaj bile atmıyorsun. Ben seni çok sevdim Âdem, yediğimiz elmalar senin değil benim boğazıma dizildi. Kaytan bıyıklarındaki ayran izi hiç silinmesin, duvarımda asılı duran fotoğrafındaki gibi ölümsüzleşsin. Dilerim, demli çayını içerken bardak altlığın hep ıslak kalır. Çünkü sana yaraşır bir hayatı hak ediyorsun. Sakallarından süzülen çayları unutmak mümkün olmadı yokluğunda. Keko okutmanlığı yaptığım günler ise hep aklımda. Bakışlarındaki anlamsızlık, bir anlığına da olsa bana saygı duyabileceğini hissettirmişti. Belki seninle bir aşkın iki dilim elması olamazdık ama iyi dost olabilirdik. Hayallerim, ucuna dokundurtmadığın bıyıkların gibi sarardı ve kopup gitti. Keko bakışlarına çamaşır sepetleri dizdiğim, kokusunu evrenin diğer ucundan duyduğum… Sana âşık olmaktan vazgeçtim çünkü yaşamayı seviyorum. Fakat en yakınlarında bir dost olarak var olmaya devam etmek ümidim. Kurul üyeleriyle “Keko Savarlar Derneği”nin eylemini protesto etmeye gideceğiz. Eğer gelmek istersen karşılıklı iki demli çayımız olur. Olmasın mı çay içip gülüştüğümüz vakitler?

1 yorum

1 Comment


Sima Seünsesa
Sima Seünsesa
Apr 05

😆😆😆😆

Kalemine sağlık yüreğine sağlık kahkaha bombardımanı yasadım okurken yerlerde tepindim tekrar tekrar yüreğine sağlık

Edited
Like
bottom of page